28 Şubat 2012 Salı

Kitap Kahramanları

En az kitaplar kadar ilgimi çeken kitap ayraçları.. Birçok modeli var. Ama en hoşuma gidenler kitap fuarında Carpe Diem Kitap'ın verdiği yukarıdaki küçük şeyler :) 

Sayfaların arasında saklanan ayraçların 3 boyutlularını da görmek mümkün ama şuan elimde olanların en sevdiklerimi paylaşıyorum sizlerle..


Ve bir de lösevin seramik süslü ayraçları da çok sevimli:)

27 Şubat 2012 Pazartesi

Dostluk Üzerine

Annemin mutfaktan gelen "Rüzgar çıkmış rüzgar!" sesiyle hafızamın derinliklerinden bir şeyler çıkıyor gün yüzüne. Kurcalıyorum...
İlkokula giderken en yakın arkadaşımla apartmanın arkasına, inşaat malzemeleriyle bir ev yapmıştık kendimize. Yani ev dediysem küçücük kulübecik. İkimizin zar zor sığabileceği. Bir gün evimizden çıktığımızda dışarıda öyle bir rüzgâr vardı ki, 20kiloluk bedenlerimizi uçurmasından korkuyoruz. Rüzgâra karşı yürüyoruz ama bir türlü evimize varamıyoruz. Paçalarımız, saçlarımız savruluyor. Annelerimiz camdan bağırıyor "Çabuk eve gelin." diye. Sanki saatlerce rüzgarla boğuşuyoruz. Daha sonra kesintiye uğruyor zihnim. Apartmana nasıl geldik, nasıl sevindik hatırlayamıyorum, ama rüzgârın bizi uçurmadığını biliyorum :)
İşte en değerli dostluğumun temelleri bu hikâyemiz kadar sağlam. O günden bu güne kadar kopmadan gelebildik. Ne yıllar, ne yollar denir ya hani; işte öyle. Şuan ayrı yerlerde, bambaşka kişilerle günlerimiz akıp geçse de, bir telefon konuşması ya da ilk görüşme yılların bizden bir şey götürmediğini anlamamızı sağlıyor.

26 Şubat 2012 Pazar

Bu Çekiliş Kaçmazz :))

İnternet ortamında çok eski olmayan birisi olarak, ilk defa çekilişe rastladım. Bal Köpüğü'nün çekilişi varmış, hediyesi ise Fuji İnstax Mini fotoğraf makinesi. Bu şirin mi şirin şeye sahip olmak istiyorsanız buraya tıklayın .  Aslında ne kadar az kişi katılırsa kazanma şansım artacak fakat bunu duyurmalıyım :) Son katılım tarihi 5 Mart. Bol Şanslar!

22 Şubat 2012 Çarşamba

Sarımsak Gelin Olursa...

"Sarımsağı gelin etmişler 40 gün kokusu çıkmamış" atasözünü bugün öğrenmiş bulunmaktayım.. Hayatımın olmazsa olmazlarından sarımsağı gelinlikle hayal etmek uzun süre gülümsetti :)

20 Şubat 2012 Pazartesi

Paulo Coelhonun Kaleminden Sevginin Enerjisi

Bir sabah çiftçinin biri manastırın kapısına hızla vurdu. Kapıcı Birader kapıyı açtığında çiftçi ona doğru muhteşem bir salkım üzüm uzattı.

“Sevgili kapıcı biraderim, bunlar bağımdan en iyi üzümler. Lütfen bunları benden bir armağan olarak kabul et.”

“Ya, teşekkür ederim, onları hemen başkeşişe götüreceğim, böylesine bir armağan onu çok heyecanlandıracaktır”

“Hayır hayır. Ben onları sana getirdim”

“Bana mı? Ama ben doğadan böylesine güzel bir armağan almayı hak etmedim ki”

“Ben kapını her çaldığımda sen açtın. Hasat kuraklıktan mahvolduğunda bana bir parça ekmek ve bir bardak şarap verdin. Bu bir salkım üzümü sana getirmek istedim. Çünkü onlar güneşin sevgisinden, yağmurun güzelliğinden ve Tanrı’nın mucizevi gücünden bir parça”

Kapıcı birader üzümleri görebileceği bir yere koydu ve tüm sabah onları hayranlıkla izleyerek geçirdi. Gerçekten çok güzeldiler. Bu nedenle bu armağanı bilgece sözleri onun için daima bir nimet olan başkeşişe vermeye karar verdi.

Başkeşiş üzümlere pek sevindi ama daha sonra keşişlerden birinin hasta olduğunu hatırladı ve düşündü ki: Ona üzümleri vereceğim kimbilir belki de bu üzümler onun yaşamına biraz olsun sevinç getirir.

Fakat üzümler hasta keşişin odasında fazla uzun süre kalamadı. O da düşündü ki: Aşçı birader bana çok iyi baktı yiyeceklerin en iyisini verdi. Eminim bu üzümler onu çok mutlu edecektir. Ve aşçı birader ona öğle yemeğini getirdiğinde keşiş ona üzümleri verdi.

“Bunlar senin için, sen doğa ananın bize verdiği nimetleri yakından tanıyorsun ve Tanrı’nın ürettiği bu üzümlerle ne yapılacağını iyi bilirsin”

Aşçı birader üzümlerin güzelliğinden şaşkına döndü ve yardımcısına onların mükemmelliğine dikkat etmesini söyledi. Üzümler o kadar mükemmeldi ki belki de kimse Kutsal ayinden sorumlu ve manastırdaki çoğu kişinin gerçekten bir aziz gibi gördüğü ayin görevlisi Birader kadar onun kıymetini bilemezdi.

Ayin görevlisi birader üzümleri sırasıyla Tanrı’nın emeğinin yaradılışın en küçük ayrıntısında bile bulunabileceğini anlamasına yardım etmek için en genç keşiş adayına verdi. Keşiş adayı üzümleri aldığında yüreği Tanrı’nın ihtişamıyla doldu. Çünkü daha önce hiç bu kadar güzel bir üzüm salkımı görmemişti. Aynı zamanda manastıra geldiği ilk günü ve ona kapıyı açan kişiyi hatırladı. Bu kapıyı açma yüksek gönüllülüğü onun şimdi mucizelerin değerini bilen bu insan topluluğunun bulunduğu yerde olmasını sağlamıştı.

Karanlık basmadan kısa süre önce üzüm salkımını kapıcı biradere götürdü.

“Ye ve keyfini çıkart zamanın çoğunu burada yalnız başına geçiriyorsun ve bu üzümler sana iyi gelecek”

Kapıcı birader o zaman anladı ki bu armağan gerçekten de ona gelmişti. Her bir üzüm tanesinin tadını çıkardı ve mutlu bir adam olarak uykuya daldı. Bu şekilde çevrim tamamlandı; sevginin enerjisiyle ilişkide olanların daima çevresini saran mutluğun ve sevincin çevrimi.
Paulo Coelho ~Zâhir...

18 Şubat 2012 Cumartesi

Bize De Bekleriz


Uzaktaki yıldızın parıltısı;
Bize de bekleriz, gözlerimize...

Yeni doğmuş bebeğin masumluğu;
Bize de bekleriz, yüreğimize...

Yağmurdan sonraki toprak kokusu;
Bize de bekleriz, tenlerimize...

Gecenin sessiz huzuru;
Bize de bekleriz,
Her daim,
Evlerimize...

15 Şubat 2012 Çarşamba

Açılış Seremonisi



İlk yazımda ne yazmalıyım? Nasıl başlamalıyım? Diye düşünürken bir baktım ki çok sevgili tasarımcım blogumun ilk yazısını yazmış, bu yükü omuzlarımdan kaldırmış... Bugüne kadar yazıp sildiğim, yırtıp attığım yazılarımdan af dilemek; düşüncelerimi, yaşamın bana hissettirdiklerini en iyi ifade eden kelimeleri bulmak için çabalayacağım huzurlarınızda:)

12 Şubat 2012 Pazar

Biraz Zamana İhtiyaç Var

Bu site henüz yeni dizayn ediliyor. Eğer beklersen harika bir blog burada yer alacak. Çünkü bu blogu dolduracak olan dünya tatlısı biri. :) Anlayışına teşekkürler.