13 Ağustos 2013 Salı

Gezi Güncesi IV - Travnik

Öncelikle herkesin geçmiş bayramını kutluyorum. Ramazanı uğurlamamızla havaların serinlemesi bir oldu Bosna'da vee fırsat bu fırsat diyip hafta sonu düştük yollara. Nereye mi? Vezirler şehri Travnik'e.
Travnik bir zamanlar Bosna eyaletine başkentlik yapmış, sayısız vezir yetiştirmiş bir Osmanlı şehri. Bizim kaldığımız Saraybosna'ya 90 km fakat yollar çok iyi olmadığı için 1,5 saat sürüyor.

Travnik'te gezecekseniz arabayı bir yere bırakıp, dağ tepe tırmanıp, yürüyerek gidebilirsiniz her yere. Ama aşırı yokuş sokakları var. Biraz yoruyor gezerken. Biz ilk olarak Travnik kalesine çıktık. Oradan gezeceğimiz yerleri tespit ettik :) Püfür püfür esiyor, yemyeşil olduğunu söylememe gerek yok sanırım. Travnik kalesi çok büyük bir yapı, taşlardan öyle merdivenler yapmışlar ki; biz çıkarken mızmızlanırken, insanlar o taşları oralara kadar çıkartıp kaleyi nasıl inşa etmişler diye düşünmeden edemedik.. Yaklaşık 1 saat kaleyi fethettik :) her köşesinde bir ayrıntı. Ve her köşesinde bir Türk :)

Kaleden inince tepeden gördüğümüz camilere doğru yürümeye başladık. Travnik sokakları öyle karmaşık, öyle yokuş ki.. Minareyi görüyoruz, ama yanına varamıyoruz. Çıkmaz sokaklardan geriye döndük. Bir yola giriyoruz, ileriden sağa- sola döneriz diyerek, ama yok. O yolun hiç bir ayrımı yok. Yokuş olduğu için bayağı bir yordu bizi. Nihayet ilk camiyi bulduk. Ama kapısına kilit vurulmuş, bahçesini otlar bürümüş. Bu manzarayla gün içinde çok kere karşılaştık. Camiler çok güzel yapılar, fakat bir o kadar bakımsız. Sayısız türbe var. Bir çok Osmanlı vezirine Fatiha okuduk. Tüm bunları yürüyerek gezdik.
Sonra aşağılara inip 'Plava Voda' yani 'Mavi Su'ya gittik. Bosna zaten su ve yeşillik cenneti.

Plava Voda'nın kenarındaki bir yerde cevapi'lerimizi yedik. Suyun serinliği çok iyi geldi. Ama bizim bebiş biraz üşüdü sanki :( Ama gözünü de su'dan alamadı :)

Yemekten kalkınca saat kulesine doğru yürüdük. Görüyoruz ama ulaşamıyoruz bir türlü. Sonra gecekonduların ve otların arasından kulenin yanına tırmandık. O da malesef çok bakımsız..

Gelelim Travnik hakkındaki genel yorumlarıma:
Çok güzel. Saraybosna'dan daha güzel. Ama bu güzellik tamamen Allah vergisi. Yani doğal güzellikleri. Bunları korumak için, turist çekmek için hiçbirşey yapılmamış desem yeri var. Camiler kapatılmış, terkedilmiş. Türbelerde ingilizce açıklamalar yok, kimdir bu Vezir İbrahim Paşa? Neler yapmıştır... 
Türk turistlerle ilk olarak kalede karşılaşmıştık, gün boyu diğer yerlerde de rast geldik :) Türk turist sayısı çok fazla. Biraz buruk bir gezi oldu, inşallah doğal güzelliklerine sahip çıkmaları dileğiyle. 

6 Ağustos 2013 Salı

Zaman Kavramım Yok Oldu

Resmi tatillerde okulumuz tatil olduğunda hani bir his olur ya hepimizde. 'Bu gün evde olduğum için, hep cumartesi zannediyorum' hissi. Günleri karıştırırız. Sabah programlarını izleriz nihayetinde.
Yeni yılın ilk aylarında elimiz 2012 yazıverir yanlışlıkla. 2013 o kadar yabancı gelir ki. 
Ben şuan tüm bu karmaşayı, çok şiddetli bir şekilde yaşıyorum. Evimden uzakta zamanla ilgili hiç bir bilgiye muhtaç değilim. Bir yere yetişmeye çalışmıyorum. Evimizde takvim yok. Telefonumu da kullanmıyorum. Buraya kadar her şey güzel. Garip bir boşluk ama güzel.
Gel gelelim saate... Saat bambaşka bir şey. Evde 1 tane saat var; o da mutfakta. yattığım saati bilmiyorum, ara ara uyandığımda da saate bakamadığım için erken zannedip geri uyuyorum. Son olay geçen gün 16:30 da uyanmam oldu. Ben ki haftasonları bile en geç 10 a kadar uyuyan biriyim-biriydim. Çok sevdiğim swatch saatim yaklaşık 4 yıllık birlikteliğimize, beni böyle bir durumda bırakarak son verdi. O yüzden bilhassa iftara yaklaşırken Saat kaç? Saat kaç? diye bıktırdığım abime ve yengeme sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum :)
Saatim olmadıktan sonra günleri ve hangi ayda, ayın kaçında olduğumuzu anlamam mümkün değil zaten..

4 Ağustos 2013 Pazar

Öykülü Yaşam Blogunun Çekilişini Ben Kazandımm :)

Öykülü Yaşam blogunun tatlı sahibesi Azime Abla bir kitap çekilişi düzenliyordu. Dün gece tesadüfen bloguna denk geldim. Bu aralar çekiliş konusunda düşünüyordum ama nasıl oluyor, kimlere çıkıyor diye.. Ben 2 yıllık blogger hayatımda 2 defa çekilişe katıldım. 2.de kazandım, yine şanslı olduğumu hissettiğim bir gündeyim :) Gelelim hediyelerimee :
                                                  
Elif Şafak(enenen sevdiğim yazar)'ın ben de olmayan AŞK kitabı.. 
Bir de sürpriz bir kitabım olacakmış, onu da gelince sizlerle paylaşacağım mutlaka :)
Ben malum yurt dışında olduğum için kitaplarıma biraz geç kavuşacağım ama hiç sorun değil.. Beni mutlu ve özel hissettiren Öykülü Yaşam sahibesine tekrar tekrar teşekkür ediyorum :)