8 Temmuz 2012 Pazar


Yaşadığım şehri ne kadar sevmesem, çoğu zaman isyan etsem de, ondan ayrılmak, uzak kalmak düşüncesi mahvediyor. O kadar yaşanmışlık var ya hani...
Annem anılarını anlatıyor, köyde geçen yıllarını. Düşündükçe o kadar uzak geliyor ki o günler bana. Üzerinden kaç yıl geçmiş... Şimdi tatillerde bir kaç günlüğüne uğruyoruz anca.
Kendime dönüp bakınca; anneme olduğu gibi benim için de Adana öyle mi olacak ileride? Sadece anılar hatırlanacak, "yalan" olacak yani.
Okula başladığım, çocukluğumu geçirdiğim, sokaklarında kaybolduğum, geceleri ağladığım, yeri gelince gülüp eğlendiğim, yıllarımı geçirdiğim, iyi dostlar kazandığım şehir gün gelip sadece anılarda mı hatırlanacak? Ki anılar da zamanla suyunu çekecek... Kum saati diğer yarım küreyi çoktan doldurmuş olacak.
Yabancılaşacağız birbirimize. Ben başka şehirler tadacağım, o; başka insanlar, başka hayatlar...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder